Genel Cerrahi
- Genel Cerrahi Hakkında Genel Bilgi
- Saçlı deride,gövde,sırt, el ve ayak derisindeki yüzeysel şişlikler (yağ bezelerinin çıkarılması)
- Tiroid (Guatr) Hastalıkları ve Kanserlerinin Teşhis ve Tedavisi
- Meme Hastalıkları Teşhis ve Tedavisi
- Karın Ağrısı Teşhis ve Tedavisi
- Sürekli Kabızlık, İshal, Kilo Kaybı Teşhis ve Tedavisi
- Göbek,Karın ve Kasık Fıtıklarının Teşhis ve Tedavisi
- Mide,İnce Barsak ve Kalın Barsağın Cerrahi Hastalıkları (Kanserleri)
- Safra Kesesi Hastalıkları
- Hemoroid Hastalığı ve Tedavisi
- Hemoroid Hastalığının Ameliyatsız Tedavisi
- Anal fissür Teşhisi Ameliyatlı ve Ameliyatsız (Botoksla) Tedavisi
- Kıl Dönmesi Hastalığının Teşhis ve Tedavisi
- Tırnak Batması Teşhis ve Tedavisi (Tırnak çekimi)
Genel Cerrahi Hakkında Genel Bilgi
Genel Cerrahi tıbbın en temel branşlarından biridir. Tiroid,Meme,Karaciğer,Safra Kesesi,Mide vb pekçok hayati organın ameliyatları genel cerrahi uzmanlarınca yapılmaktadır. Ayrıca trafik kazası ya da yaralama gibi travma geçiren hastalar da ilk önce genel cerrahi uzmanınca değerlendirilir. Tıbbi teknlojilerdeki ilerlemelerle günümüzde teşhis ve tedavi de yaşanılan güçlükler giderek aşılmakta ,hastalar daha az süre hastanede kalmakta, ameliyat izleri küçülmekte ve ağrılar azalmaktadır.Günümüzde safra kesesi ve apandisit ameliyatları halk arasında kapalı denilen laporoskopik yöntemle yapılmaktadır. Tirod (Guatr) operasyonlarında Ligasure gibi kanamayı durduran cihazlarla daha iyi sonuçlar alınmaktadır.Genel Cerrahi Bölümünün ilgi alanındaki organlar yaşamsal önem taşıdığı için, genel cerrahi uzmanları hastaya bir bütün olarak yaklaşırlar ve Radyoloji,Patoloji,Kadın Hastalıkları,Üroloji ve İç Hastalıkları bölümleriyle sıklıkla bilgi alış verişinde bulunurlar.
Saçlı deride,gövde,sırt, el ve ayak derisindeki yüzeysel şişlikler (yağ bezelerinin çıkarılması)
Pek çok kişinin saçlı derisinde,gövdesinde,el veya bacak derisinde yumuşak hareketli şişlikler bulunur. Yağ hücrelerinin büyümesi sonucu oluşan bu kitleler tıpta lipom olarak adlandırılır. Lipomlar nadiren ağrıya neden olurlar. Kansere dönüşme olasılıkları yok denecek kadar azdır. İltihaplandıklarında abseye neden olabilirler. Şikayete neden olan lipomlar merkezimizde lokal anestezi altında çıkarılmaktadır.
Tiroid (Guatr) Hastalıkları ve Kanserlerinin Teşhis ve Tedavisi
Tiroid boynun ön kısmında vücudun ritmini sağlayan yaşamsal hormonlar salgılayan küçük bir organdır. Az çalışması hipotiroidi,fazla çalışması hipertiroidi, büyümesi guatr, içinde farklı yapıda şişliklerin bulunması nodül, iltihaplanması tiroidit olarak adlandırılır. Tiroid nodüllerinde kanser hücresi bulunma olasılığı vardır. Boynun ön kısmında dıştan gözüken kitleler tiroid nodulü olabilirler. Özellikle hızlı büyüyen nodüller kanser açısından uyarıcı olmalıdır. Bu tür hastaların genel cerrahi uzmanınca muayenesi ve ameliyat açısından değerlendirilmesi gereklidir. Tiroid bezinin fazla çalışması sonucu oluşan hipertiroidi hastalığının en sık belirtileri: Sinirlilik, çarpntı,terleme,kilo kaybı ve sıcak basmasıdır. Belli bir süre ilaç kullanılmasına rağmen iyileşmeyen hipertiroidi hastaların da ameliyat açısından genel cerrahi uzmanınca değerlendirilmesi gerekmektedir. Tıp merkezimizde tiroid muayenesi,ultrasonografik incelemesi ve iğne biyopsisi yapılmaktadır. Hastalar ameliyat konusunda bilimsel veriler ışığında titizlikle değerlendirilmektedir.
Meme Hastalıkları Teşhis ve Tedavisi
Meme hastalıkları en sık ağrı,kitle,akıntı veya koltuklatında beze oluşması şikayetlerine neden olmaktadır. Memede ağrı olması genelde fibrokistik hastalık gibi iyi huylu hastalıkları düşündürmekle birlikte,ağrısız hızlı büyüyen kitleler kanser açısından uyarıcı olmadır. Özellikle anne,kız kardeş ve teyze gibi yakın akrabalarında meme kanseri hastalığı öyküsü bulunan,memesinde kitle tespit eden veya kanlı akıntı şikayeti olan kadınların genel cerrahi uzmanınca muayenesi zorunludur. Merkezimizde meme muayenesi,ultrasonografik incelemesi, iğne biyopsisi ve küçük kitlelerin lokal anestezi altında ameliyatla çıkarılması işlemleri yapılmaktadır.
Karın Ağrısı Teşhis ve Tedavisi
Karın ağrısı yüzlerce hastalığa bağlı ortaya çıkabilen teşhis ve tedavisi özen ve sabır isteyen bir durumdur. Karın ağrısının nedeni ağrıyan yerin altındaki organ olabileceği gibi karnın başka bir yerindeki başka bir organ ,hatta vucudun başka bir yerindeki başka bir hastalık olabilir. Kalp krizinden kurşun zehirlenmesine kadar çok farklı hastalıklar karın ağrısına neden olabilir.
Karnın sağ üst tarafındaki ağrılar karaciğer,safra kesesi veya safra yollarına bağlı olabilir. Karın üst orta ve sol kesimdeki ağrılar mide ve pankreas hastalıklarına,sağ alt taraftaki ağrılar apandisit,idrar yolları veya kadınlarda yumurtalık vb kadın hastalıklarına bağlı olabilir. Karın sol alt kadrandaki ağrılar da kalın barsak,idrar yolları veya yine kadınlarda yumurtalık vb kadın hastalıklarına bağlı olabilmektedir. Yaygın karın ağrısı mide ülserinin delinmesi,apandisitin perforasyonu (halk arasında patlaması) gibi acil ameliyat gerektiren hastalıklar için uyarıcı olmalıdır. Böyle şikayeti olan hastaların mutlaka ve acilen genel cerrahi uzmanınca muayenesi gereklidir. Merkezimizde bu muayeneler özen ve sabırla yapılmaktadır. Ameliyat gerektiren durumlarda hasta ayrıntılı olarak bilgilendirilmektedir.
Sürekli Kabızlık, İshal, Kilo Kaybı Teşhis ve Tedavisi
Kabızlık pek çok nedenle ortaya çıkabilen geç veya tam büyük abdest yapamamayı ifade eden bir durumdur. İshal de genelde normalden fazla ve sulu şekilde dışkı yapma durumu için kullanılır.. belli bir sürede geçmeyen ve aynı zamanda kilo kaybına da neden olan kabızlık ve ishal şikayetleri olan hastaların kalın barsak kanseri açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Özellikle son 3 ay içerisinde ortaya çıkan ilaç ve dietle geçmeyen,kanlı dışkılamaya,karın ağrısına neden olan kabızlık şikayeti olan hastaların genel cerrahi uzmanınca muayenesi zorunludur.
Göbek,Karın ve Kasık Fıtıklarının Teşhis ve Tedavisi
Karın içerisindeki organların fasya adı verilen karın içindeki tüm organların etrafını saran en sağlam tabakadaki yırtık veya deliklerden çıkarak cilt altında hissedilmesine denir. Göbekte ve kasıklarda veya ameliyat yerlerinde görülebilir. Hastalar yataktan doğrulurken,yürürken, öksürürken fıtık belirginleşir. Yatınca kaybolabilir. Fıtıklar zamanla büyüyebilirler, karın dışına çıkan organların geri girmemesi çıkan organın kan dolaşımını bozarak nekrozuna (çürümesine) neden olabilir. Bu durumda hastalar acil olarak ameliyata alınır. Bu yüzden fıtık şüphesi olan kişilerin en kısa sürede bir genel cerrahi uzmanınca muayenesi ve fıtık saptandığında mutlaka ameliyat edilmesi gereklidir. Merkezimizde hastalarımız fıtık konusunda detaylı bir şekilde muayene edilerek ameliyat konusunda bilgilendirilmektedir.
Mide,İnce Barsak ve Kalın Barsağın Cerrahi Hastalıkları (Kanserleri)
Gününüzden 10 yıl önceye kadar mide ülseri çoğunlukla ameliyat gerektiren bir hastalıktı. Yeni çıkan ilaçlar sayesinde iyi huylu mide hastalıkları başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir.. Bu nedenle ilaç tedavisine rağmen geçmeyen,kilo kaybı,kansızlık,halsizlik gibi şikayetleri de bulunan kişiler mide kanseri açısından dikkatle tetkik edilmelidir. Mide kanseri erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı daha yüksektir. Teşhis gastroskopi ile konulmaktadır. İnce barsakların hastalıkları daha görülür. Kalın barsağın hastalıkları da genelde kabızlık,ishal,makattan kanama,dışkı yapmada güçlük ve kilo kaybına neden olurlar. Bu tür şikayetleri olan hastaların genel cerrahi uzmanınca muayenesi gereklidir. Merkezimizde bu tür şikayetleri olan hastalar kolonoskopi ve ameliyat açsından değerlendirilmektedir.
Safra Kesesi Hastalıkları
Safra kesesi karaciğerde yapılan safranın depo edildiği içi boş bir organdır. Yemek borusunu geçip midede sindirilen gıdalar oniki parmak barsağına geldiğinde safra kesesi kasılarak içerisindeki deterjan benzeri safrayı boşaltır ve yağların sindirimi sağlanır. Çeşitli neden le oluşan safra kesesi taşları safra kesesinin çıkışını tıkayarak safra akışını engeller ve yağlı yiyecek yendiğinde hastada ağrıya ve hazımsızlığa neden olur. Daha küçük safra taşları ana safra kanalını tıkayarak hepatite bağlı olmayan sarılığa neden olabilirler. Safra kesesi taşları hastada mide şikayetlerine benzer ağrılara, hazımsızlığa neden olabilir. İçerde biriken safra iltihaplanarak çok daha fazla ağrıya,kusmaya ve hastanede yatmaya belkide acil ameliyata neden olabilir. Safra kesesinde taş tespit edilen ve şikayetleri olan hastaların ameliyat açısından genel cerrahi muayenesi zorunludur..Günümüzde safra kesesi ameliyatları karın duvarından açılan 4 küçük delikten laparoskopi yöntemiyle yapılmaktadır. Merkezimizde laparoskopi konusunda hastalarımız bilgilendirilmektedir.
Hemoroid Hastalığı ve Tedavisi
Halk arasında basur olarak ta adlandırılan hemoroid hastalığı tıpta basit olarak anüs (makat) bölgesindeki şişlikleri ifade etmek için kullanılır. Diğer bazı anal bölge hastalıkları da hemoroide benzer şikayetlere neden oldukları için halk arasında hepsine basur denilmektedir. Hemoroid hastalığı anüs çevresindeki kan damarlarının ve mukozanın kabızlık gibi basınca bağlı durumlarda genişleyerek anüs dışına çıkması ve işlev görmemesi olarak tanımlanabilir.Hemoroid basitçe iç ve dış olarak ikiye ayrılabilir. İç hemoroidler anüsün içinden köken alırlar ve 4 dereceye ayrılırlar. 1.derece hemoroidler anüs içerisindedirler, zaman zaman kanamaya neden olurlar,dolgunluk hissi verebilirler, kan kaybının fazlalaştığı durumlarda bant ligasyon gibi ameliyatsız işlemlerle tedavi edilebilirler.2. derece hemoroidler dışkılama sırasında anüs dışına çıkarlar ve kendiliğinden geri girerler. Yine kanama ve dolgunluk şikayeti yaparlar. Şikayetlerin arttığı durumlarda bant ligasyon, skleroterapi gibi yöntemlerle ameliyatsız tedavisi mümkündür.3. derece hemoroidler dışkılama ile anüs dışına çıkarlar fakat güçlükle içeri girerler. bazı olgularda birkaç evreli ameliyatsız tedavi ile iyileşme sağlanabilir. Bazı olgularda ise Longo Hemoroidopeksi veya klasik cerrahi operasyonlarla şifa sağlanır.4. evre hemoroidlerde tedavi genellikle cerrahidir, bazı olgularda birkaç evreli ameliyat gerekebilir.Dış hemoroidler anüs dışından köken alırlar. İçlerindeki damarın kanamasına bağlı olarak şişerek aşırı ağrıya neden olabilirler. Küçük bir ameliyatla hemoroidin içindeki kanın boşaltılması hastayı rahatlatır. İç hemoroidler birlikte olmayan dış hemoroidler hijyenik sorunlara yol açtığı takdirde küçük bir ameliyatla tedavi edilebilirler.
Hemoroid Hastalığının Ameliyatsız Tedavisi
Hemoroid hastalığının en basit tedavisi Bant Ligasyon Tedavisidir.1,2 ve bazı 3. derece hemoroidlerde uygulanabilir. Ameliyathane şartları ve genel anestezi gerektirmez. Hastanede yatışa gerek olmaz. T ıp merkezimizde 2005 yılından beri uygulanmaktadır. Komplikasyon ve tekrarlama oranı oldukça düşüktür. Bir emici sistem (aspiratör) yardımıyla hemoroid pakesi özel tabancasının içine çekilir.Sistem genişletilmiş elastik bandı hemoroid pakesinin dibine yerleştirir ve bant eski haline dönüp daralarak hemoroidi boğar. Hemoroid pakesi 7-10 gün içerisinde kendiliğinden eriyerek kaybolur. Özellikle kanamalı olgularda tedavi başarısı diğer yöntemlerden yüksektir.1960lı yıllarda geliştirilen sistem sayesinde pekçok hasta tedavi olmuştur.Merkezimizde hemoroid içi enjeksiyon (skleroterapi) ve İnfrared Koagülasyon tedavileri de bant ligasyonuna ilave olarak uygulanmaktadır.Ayrıca hastalarda aşırı ağrıya neden olan dış (tromboze) hemoroidler de merkezimiz de lokal anestezi altında çıkarılabilmektedir.
Anal fissür Teşhisi Ameliyatlı ve Ameliyatsız (Botoksla) Tedavisi
Anal fissür makat girişindeki derinin ayrılması (çatlaması) sonucu ortaya çıkan ağrılı bir hastalıktır. Genellikle kabızlık sonucu oluşur. İlk ortaya çıktığında bazı pomatlarla tedavisi mümkündür. İlerleyen durumlarda anüsü çevreleyen ve dışkı tutmada çok az rol oynayan internal kasın kesilmesi ile ameliyatla tedavi edilir. Bu kasın kesilmesi çok nadir olarak dışkı tutamama gibi kalıcı şikayetlere neden olabilmektedir. Bu operasyonu riskleri nedeniyle kabul etmeyen hastalara merkezimizde Botoks enjeksiyonu yapılmaktadır. Botoks ortalama 4-6 ay süre ile etki göstererek kası felç etmekte ve bu sürede fissür iyileşmektedir. Botoks etkisi geçici olduğu için kalıcı yan etkisi bulunmamaktadır.
Kıl Dönmesi Hastalığının Teşhis ve Tedavisi
Kıl dönmesi hastalığı tıpta pilonidal sinüs veya kist dermoid sakral olarak adlandırılır. Her iki kalçanın ortasında en sık olmak üzere kasıkta ve göbekte de ortaya çıkabilen içerisinde kıl bulunan iltihaplı dokuyu ifade eder. Hastalık zamanında tedavi edilmezse iltihap ilerleyerek çevre dokulara yayılır. Hastalığın tedavisi bu kirli dokunu çıkarılmasıdır. Hastalığın en sık belirtisi akıntıdır. İltihabın ilerleyip abseleştiği hastalarda kalça üstüne oturamama ve ateş de sık görülen şikayetlerdir. Abse olan hastalar acilen ameliyat edilirler. Kıl dönmesinde hastalıklı doku çıkarıldıktan sonra yara kendi kendine iyileşmek üzere açık bırakılabilir veya çeşitli yöntemlerle kapatılabilir. Tedavide hastalığın yerleşimi ve evresi önemlidir. Merkezimizde hastalar ameliyat öncesi dönemde muayene edilerek kendilerine en uygun ameliyat şekli belirlenir ve hastalıkları hakkında ayrıntılı şekilde bilgi verilir. Ameliyat sonrası takipleri özenle yapılır.
Tırnak Batması Teşhis ve Tedavisi (Tırnak çekimi)
Tırnak batması sert tırnak dokusunun ilerleyerek etrafındaki deri ve derialtı dokusunun içerisine girmesi ile meydana gelir. Çoğu zaman iltihap da bu duruma eşik eder. Tırnakta ağrı,kızarıklık ve şekil bozukluğu en sık belirtilerdir. Çeşitli önlem ve ilaçlarla gerilemeyen hastalık cerrahi olarak tedavi edilir. Tedavide batık kısmın olduğu taraf çıkarılarak şekil bozukluğu giderilir. Bu işlem merkezimizde yapılmaktadır.