
Gebelik
Normal bir gebelik son adet tarihinden itibaren 40 hafta veya 280 gün veya diğer bir deyişle 9 ay 10 gün sürer. Ayrıca gebelik dönemi birbirinden kesin sınırlarla ayrılmayan ama değerlendirme açısından oldukça faydalı olan 3 ana bölümde de incelenir. Bunlara üçer aylar (trimester) denir.
Gebelikte sezeryana karar verilen bazı durumlar şunlardır:
- Önceki doğumunu sezeryan ile yapmış olanlarda
- Bebeğin duruş bozukluğu olduğu ya da çok iri olduğu durumlarda
- Kalça yapısı doğum yapamayacak kadar dar olan bayanlarda
- Gebelik sırasında gelişen şiddetli tansiyon yükselmelerinde
- Bebekte gelişme geriliği olan vakalarda
- Anne adayının ıkınmayı engelleyecek hastalıklarında (çeşitli göz bozuklukları, yüksek tansiyon, bel fıtığı, ortopedik problemler gibi )
- Anne adayının psikolojik olarak veya zihinsel olarak normal doğumu tolere edemeyeceği durumlarda
- Vajen daraltma ameliyatı geçirmişlerde
- İkiz, üçüz gebeliklerin pek çoğunda
- Plasentanın (çocuğun eşinin) rahim ağzını ve dolayısıyla doğum yolunu kapadığı durumlarda
- Vajinada bilinen bir mikrop veya hastalık olan bazı durumlarda (herpes veya tümör gibi)
- Genelde ileri yaştaki ve tüp bebek gibi oldukça uğraşı sonucu elde edilmiş gebeliklerde
Erken Tanı Hayat Kurtarır
Pap smear rahim ağzı kanseri ve bazen de rahim kanserinin erken tanısında kullanılan,her kadının en az yılda bir yaptırması gereken çok önemli bir tarama yöntemidir.Kanser tanısı ve tedavisi yönünde Pap smear'e ek olarak son yıllarda gelişmiş olan 'İnce Yayma' diye adlandırabileceğimiz ileri rahim ağzı kanser tarama yöntemi de kliniğimizde yapılmaktadır.
HPV Aşısı
Dünyada her yıl dötyüzbin kadının ölümüne yol açan rahim ağzı kanserini önleyen aşı uygulaması her yaş kadında uygulanmaktadır.HPV aşısı soğuk zincir korunarak,gerekli test ve muayeneler yapıldıktan sonra iki ay aralıkla üç doz üst üste uygulanır ve üçüncü aşı yapıldıktan sonra koruma başlamaktadır.
İnfertilite (kısırlık)
Daha önce hiç gebelik oluşmaması ya da önce gebelik oluşmasına rağmen sonradan bir başka gebeliğin oluşmaması şeklinde ortaya çıkabilir. Yaşları 25’den genç olan çiftlerde infertilite tetkiklerine başlamak için 2 yıl kadar beklenebilir. Kısırlık tedavisinde bir tedavi protokolünü en az 6 ay sürdürmek gerekir.
İnfertilite sebepleri
Erkeğe bağlı sebepler % 25-40, kadına bağlı olan % 40-55, her ikisine de bağlı % 10-15, açıklanamayan sebepler ise % 10-15 oranındadır. Bir başka deyişle infertiliteden hemen hemen çiftlerin her ikisi de aynı derecede sorumludur.
Normal bir adet kanaması için gerekli fizyolojik şartlar şöyle özetlenebilir:
Beyinden sağlıklı bir şekilde yumurtalıklara uyarım gelmesi, Bu uyarımın yumurtalıkları etkileyerek yumurtalıklardan kadınlık hormonu olan östrojen salımını ve yumurtlamayı sağlaması ve ardından ikinci önemli hormon olan progesteron hormonunu salgılaması Adet kanaması için normal bir rahim ve genital sistem, Psikolojik olarak sağlıklı olması gerekir. Genellikle 21-35 gün arasında düzenli olarak gerçekleşen ve 3-7 gün süren kanamalar normal sınırlarda kabul edilebilir.
Doğurganlık dönemindeki düzensizlikler:
Ergenlik döneminin belli bir aşamasından itibaren yumurtlama düzenli hale gelir ve adetler de düzene girer. Bu dönem kadının gebe kalabileceği dönemdir ve menopoza kadar devam eder. Aslında tedaviyi gerektiren ve kadınları jinekoloğa götüren düzensizlikler esas olarak bu dönemde gözlenir. Adet düzensizlikleri; gecikmeler, ara kanamalar, adetin fazla olması ve uzun sürmesi ya da az olması ve kısa sürmesi şeklinde olabilir. Bu dönemde en sık karşılaşılan ve genellikle seyrek adet görme ile kendini gösteren önemli bir problem Polikistik yumurtalık (Polikistik Over) dediğimiz problemdir. Bu hastalıkta yumurta gelişiminin başladığı dönemede herhangi bir nedenle yavaşlaması veya duraklaması durumunda yumurta gelişip çatlayacağı yerde bir kist oluşur ve çatlamadan kalır. Bu durum her ay tekrarlar ve yumurtalıklardaki kist sayısı da artar. Bu tabloya erkeklik hormonu fazlalığına bağlı tüylenme, yüzde sivilcelenme, ayrıca kilo fazlalığı da sıklıkla eşlik edebilir. Ultrasonografi ile muayenede tipik bir yumurtalık görüntüsüne rastlanır. Elbette bu bayanların gebe kalmalarında da sıkıntılar yaşanır ve sıklıkla tedavi gerekir.
Adet Gecikmeleri:
Aslında aktif cinsel yaşamı olan her kadında adet gecikmesiyle karşılaşıldığında öncelikle düşünülmesi gereken konu gebelik olup olmadığıdır. İkinci olası neden de herhangi bir sebeple o dönemde yumurtlama olmaması ve buna bağlı kanamanın gecikmesidir.
Adet kanamasının fazla olması ve uzun sürmesi
Adet kanamasının fazlalaşması sıklıkla tedavi gerektiren bir durumun varlığına işaret eder. Adet kanamasının fazlalaşması kadını da kansız bırakacak ve genel sağlığını bozacaktır. Böyle durumlarda altta yatan sebebin ortaya konması açısından bir jinekoloğun muayenesi şarttır. Altta yatan sebepler ise sıklıkla myom dediğimiz iyi huylu urlar, hiperplazi dediğimiz rahim iç tabakasının aşırı kalınlaşması, endometrit dediğimiz rahim iç tabakasında iltahaplanma veya polip adı verilen et parçaları gibi sebeplere bağlı olabilir. Bunların hepsinin hekim tarafından tedavisi şarttır. Özellikle ilişki sonrası kanamalarda rahim ağzındaki problemlerin, yaraların sorumlu olduğu sık görülmektedir. Burada en önemli yaklaşım, rahim ağzında görülen yaranın kanser veya kanser öncesi gelişen görüntülerle ilişkili olup olmadığının ortaya konmasıdır. Bu da rahim ağzından alınan smear adı verilen tarama yöntemi ile mümkündür.
Menopoz sonrası Kanamalar
Bu dönemde hiçbir kanama normal değildir. % 10-15’inin de kanser sebepli olabileceği akıldan çıkartılmamalı ve mutlaka en detaylı bir şekilde araştırılmalıdır. Rahim içersinden örnekleme mutlaka yapılmalı, rahim ağzı iyi değerlendirilmeli, ilaç alımı sorgulanmalıdır. Beklenmeyen bir ara kanaması olan her kadının oyalanmadan mutlaka jinekoloğuna görünmesi ve altta yatan ciddi bir sebep olup olmadığının incelenmesi gereklidir.
Myomlar
Rahimde ur dendiğinde akla ilk gelen myomlardır. Myomlar rahim ve rahim ağzında görülebilen, düz kas dokusundan gelişen selim (iyi huylu) tümoral yapılardır. Myomlara en çok 35-45 yaş grubu kadınlarda rastlanır.
Myomun yol açtığı şikayetler nelerdir?
- Myomlar sıklıkla belirti vermezler
- Adet kanamalarının fazla olması ve uzun sürmesi
- Adet arası dönemde ara kanamalar
- Fazla miktarda kanamalara bağlı kansızlık oluşması
- İdrar torbasına bası nedeniyle sık sık idrara çıkma
- Barsaklara bası yaparak kabızlığa neden olma
- Karında büyüme veya şişlik, ele gelen kitle
- Adet dönemlerinde yada cinsel ilişki sırasında kuyruk sokumuna doğru ağrı